Walt Disney Animasyon Stüdyoları, Disney'in Oyun Bozan Ralph (Wreck-It Ralph) filminde yarattığı komik, vurdusu kırdısı bol bir yolculukla karşımıza çıkıyor. On yıllar boyunca, Ralph bu popüler video oyununda hep kötü rolde yer alır. Cesur bir hareketle, aksiyon yüklü bir maceraya atılır ve herkese yürekliliğiyle asıl kendisinin gerçek bir kahraman olduğunu kanıtlamaya çalışır. Heyecan verici yeni dünyaları keşfettiğinde, içlerinde girişken Vanellope von Schweetz'in de yer aldığı bazı tuhaf yeni arkadaşlarından bir ekip kurar. Daha sonra, korkunç bir düşman dünyalarını tehdit ettiğinde, Ralph tüm oyun merkezinin kaderini kocaman ellerinde tuttuğunu fark eder.
Teknoloji milyarderi Slater King, bağış toplama galasında kokteyl garsonu Frida ile tanıştığında, onu özel adasında rüya gibi bir tatile davet eder. Ancak destansı ortama, güzel insanlara, sürekli akan şampanyaya ve gece geç saatlere kadar süren dans partilerine rağmen, Frida adanın yemyeşil görüntüsünün altında uğursuz bir şeylerin saklandığını hissedebilir.
Daniel ve Bay Miagi'nin birlikte kazandıkları turnuvadan sonra Daniel, gelişen olaylarla Miagi'nin yanına taşınır. Bu sırada Okinawa'dan Miagi'ye babasının hasta olduğuna dair bir mektup gelir. Miagi tek başına gitmek istese de Daniel, kolej parasından harcayarak ona eşlik eder. Okinawa'ya vardıklarında bir zamanlar Miagi'nin en iyi arkadaşı olan Sato tarafından kötü şekilde karşılanırlar. Miagi ve Sato Miagi'nin babasından beraber ders almışlar fakat aralarına bir aşk girdiği için birbirlerine düşman olmuşlardır. Tomi Köyüne geldiklerinde ikiliyi Yukie ve onun yeğeni Kumiko karşılar. Miagi'nin babası son nefesinde iki öğrencisini barıştırmaya çalışır. Fakat Sato hocası ölür ölmez Miagi'ye kendisi ile yüzleşmesi için üç gün verir. Daniel'ın başına ise Sato'nun yeğeni ve en az onun kadar acımasız olan Chozen bela olur.
Film, 1930’larda Güney Amerika’da yaşayan Celie ve diğer Afrikalı-Amerikalı kadınların ırkçılığa karşı verdikleri yaşam mücadelesini konu ediyor. Yıllar boyunca birçok erkekten zulüm gördükten sonra kendisini yeniden keşfetmeye çalışan Celie’nin hayatına odaklanılan film, Alice Walker’ın Pulitzer ödüllü romanından beyaz perdeye uyarlanıyor.
Tüyleri kırpıldıktan sonra depresyona giren sonrasında bilge bir tavşanın öğütleriyle hayata bağlanan ve sürekli zıplayan sevimli bir kuzunun hikayesi.
Jazmin Biltmore, zayıflığın yüceltildiği bir dünyada, dolgun vücuduyla moda sektöründe kendine yer bulmaya çalışır. Arkadaşı Stacey ile mizah dolu bir mücadele vererek ince mankenlere yönelik tasarlanmış dünyaya meydan okur. Tunde ile tanıştığında, onun kıvrımlarına hayran bir adamla karşılaşır. Bu, Jazmin’in kendini kabul ve mutluluğa uzanan neşeli ve duygusal bir yolculuğunun başlangıcı olur.
Maden kasabası Estherslope’da yaşayan Dick’in öyküsü... Dick, son derece sıkıcı bir kasabada, suya sabuna dokunmadan yaşayan kendi halinde bir gençtir. Fakat bir silah edindikten sonra, sıkı bir pasifist olmasına rağmen silahların çekiciliğine kapılan Dick, yakın arkadaşları ile The Dandies adında bir grup kurar.Bu grubun oldukça ilginç bir yapısı vardır. Silahları oyuncak gibi taşıyıp, barışçı yapılarından kesinlikle ödün vermek istememektedirler! Fakat zamanla kuralların bozulmak için yaratıldıklarını keşfederler ve yavaş yavaş silah sesleri yükselmeye başlar...İlginç işlere imza atan bir yönetmen olmasına rağmen yaklaşık iki yıldır ortalıkta gözükmeyen Thomas Vinterberg, filmini Lars Von Trier imzalı bir senaryodan yola çıkarak çekti. Üstelik bu senaryo, Trier’in 2000’lerin başında Dogma kurallarına rağmen çekmeyi düşündüğü bir senaryo!
Henüz onyedi yaşında genç bir kadın olan Maria Alvarez, tüm akrabalarıyla birlikte yaşayıp gitmekte olduğu küçük Kolombiya kasabasındaki bu hayatı oldukça ağır mesailerle çalıştığı bir çiçekçide geçmektedir. En büyük hayali haline gelen bu kasabadan kaçıp gitme şansı ise tehlikeli bir uyuşturucu çetesinden gelen teklifle gerçeğe dönmek üzeredir. Maria, midesinde taşıdığı uyuşturucu dolu paketlerle kuryelik yaparak Amerika'ya gidecek ve sonrasında burada istediği hayata kavuşacaktır. Yola çıktığında karşılaştığı şeyin ise kendisine vaat edilen yolculukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gösterime girdiği yıl Sundance ve Berlin film festivallerinde övgüyle karşılanan ve çeşitli ödüllere layık görülen filmin Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ına da aday gösterilmişti.
Joanna (Hamilton), kocasının onu başka bir kadın için terk etmesiyle hayatı altüst olan bir dergi yazarıdır. Ancak, Parisli bir madame (Bisset) ile röportaj yapması istendiğinde kurtuluşu bulur ve bu röportaj, onun cinsel uyanışını tetikler.
Milos, a naive and lonely teenager in search of validation, descends into a dangerous online world that will lead to his downfall.
When a storm washes a canoe bearing an infant boy ashore upon a small South Pacific island, he is at first well-received as a gift from the heavens, even to the point of the tribal chief adopting him as a successor. However, with time as hardships are blamed upon Tama (as he is named), he is finally outcast to live with the poorest people on the island, Mahana and her drunken father. Mahana is considered homely and undesirable, but Tama feels differently, so when he is old enough to build a craft to sail away, he vows to return for her one day. A lucky stroke brings him to land upon the island of the legendary Johnny Lingo, the wealthiest trader in the islands, and after years of service to him, Tama has learned much about life and himself as he dreams of honoring his pledge to Mahana.
Second-hand car sales man Willenbrock has everything that he could ever wish for. He is married, has two lovers, a cottage in the German city Grünen, and a BMW. Yet one day while at his cottage he gets mugged and his life is drastically changed. Little by little the world he once felt safe in falls apart around him.
Çekilmez bir evlilik hayatı olan Pilar, kocasının şiddeti altında ezilmektedir. Aşık olduğu adamın öfkelenince tanınmaz hale gelmesi Pilar’ı evi terk etme noktasına kadar getirir. Pilar, oğlunu da yanına alarak kızkardeşinin evine taşınır. Kocası Antonio’nun kendini affettirme çabalarına başlaması uzun zaman almaz. Pilar, çevresindeki insanların onu durdurma çabalarını görmezden gelir ve kocasını affetmeye karar verir.
An inside glimpse of how it feels to be a teen in today's disconnected world. PURGATORY HOUSE chronicles the after-life journey of Silver Strand: a lonely teen who abandons her life of turmoil and drug addiction, only to find herself caught somewhere between heaven and hell. There, she must choose whether she will accept her drab existence or discover within herself the power to change.
During her morning routine at home, former track athlete Venus is triggered when she sees a post on social media of one of her role models, and her body being criticized. This sends her into a spiral of comparing herself, and ultimately results in Venus examining her own muscular physique.
The world of female bodybuilding provides the backdrop for this tale of an aspiring young actress who initially becomes interested in the sport as a means of self-defense following a physical attack by two men, but then finds that while concentrating on building up her body her relationship with her parents, with whom she is living, and her new-found boyfriend, a young cop, is breaking down. Several noted bodybuilders and iron-pumpers, male and female, put in appearances to give this production an added authenticity.
Joy Brown (Billie Dean) is a 40-something woman with little confidence, less self-esteem and a burning desire to realise her dream of being a singer/songwriter. But she cant sing. When Joy takes in a stray dog, Raffi, her life immediately changes. Her best friend, the tarot card reading Tessa (Janet Watson Kruse), moves in, Joy changes her name to Luna Starr, and she meets Peter Wolfman (Andrew Einspruch). When Peter encourages her to perform with him at the local pizzerias folk music nights, Joy sings sort of hiding behind masks of wigs and silliness. Despite the singing, Peter and Joys relationship blossoms. But there are lots of hiccups along the way -- ex-wives, ex-husbands, frightening performances, and bucket loads of doubt. Set to the backdrop of the folk music scene in an arty country town, the film celebrates universal themes of friendship, low self-esteem, love relationships, and the joy of dogs.
In this French Canadian film, the lives of teenagers are examined in fantasy sequences and through the use of documentary interviews. Prompted by the filmmaker, nine teenagers individually act out their secret dreams and, between times, talk about their world as they see it. The fantasy sequences make creative use of animation, unusual film-development techniques, and stills. Babette conceives of herself as an abbess defending her fortress, a convent; Michelle is transported in a dream of love where all time ceases; Philippe is the revolutionary, defeating all the institutions that plague him, and so on, through all their fantasies. All the actual preoccupations of youth are raised: authority, drugs, social conflict, sex. Jutra's style in "Wow" exhibits his innovative approach to storytelling and filmmaking, showcasing his talents as a director during that period. With English subtitles.
Johnny Lingo, one of the sharpest traders in the south pacific islands decides to bargain for a wife, and offers a record price of eight cows for Mahana, a plain girl who shuns contact. This causes quite a sensation on the island. A year later Johnny and his wife return for the first time since the marriage, and all find that something miraculous has occurred to Mahana. Johnny explains that by paying eight cows he proved that she was worth more to him than any other woman on the island. He gave her a great gift, that of self-worth.
In the middle of the forest, a bonfire will define the fate of Fayna, a young, colorless girl.