Berk Adası'nda ejderha ve vikinglerin birleşmesinin üstünden beş yıl geçmiştir ve adada tam bir barış ve huzur atmosferi hakimdir. Astrid ve ekibi artık boş zamanlarını adanın yeni gözde oyunu olan ejderha yarışlarıyla geçirmekte ve kahramanlar yeni keşif gezilerine adım atmaktadırlar. Bu yolculuklardan birinde çok eski zamanlardan kalma buzdan gizli bir mağara keşfederler ve mağaranın içinde yaşayan yüzlerce vahşi ejderhayı böylece uyandırmış olurlar. Gizemli Dragon Rider'ın da büyük bir tehlike yarattığı bir savaş başladığında, iki kahramanımız Hiccup ve Toothless'a düşen barışı koruyup inandıkları şeyi savunmaları olur.
Amerikalı fizikçi Julius Robert Oppenheimer'ın hayatına odaklanılan filmde, Julius Robert Oppenheimer’ın, İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasının geliştirilme sürecindeki rolü gözler önüne seriliyor. Fizikçi Julius Robert Oppenheimer'a 2. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi'nin bilimsel liderliği verildiğinde, o ve eşi Kitty, Oppenheimer'ın çalışmasının sadece kendi hayatları üzerinde değil, tüm dünya üzerinde bu kadar etki edeceğini hayal edemezdi. Ancak ölümcül icadının Hiroşima ve Nagazaki'de kullanılacak olması, Oppenheimer'ın kendisini projeden uzaklaştırmasına neden olur. Savaş sona ermek üzereyken, Lewis Strauss'un ortak kurduğu ABD Atom Enerjisi Ajansı'nın danışmanı olan Robert Oppenheimer, nükleer enerjinin uluslararası kontrolüne ve nükleer silahlanma yarışına karşı olduğunu savunur ve bu nedenle ABD tarafından hedef haline gelir.
Güçlü bir CEO, kendisinden çok daha genç stajyeri ile ateşli bir ilişki yaşamaya başlayınca kariyerini ve ailesini tehlikeye atar.
Suburban dad Craig falls hard for his charismatic new neighbor Austin, as Craig’s attempts to make an adult male friend threaten to ruin both of their lives.
Yaşadığı sakatlığın sonrasında tenisi bırakmak zorunda kalan Tashi, kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulur.
Efsanevi gizli ajanlar George Woodhouse ve eşi Kathryn, Kathryn'in aniden vatana ihanetle suçlanmasıyla kendilerini siyasi bir fırtınanın ortasında bulurlar. Hem eşine hem de ülkesine koşulsuz sadık olan George için bir iç çatışma başlar. İddiaların ardındaki gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken sadakatinin gerçekte kime olduğuna, sevdiği kadına mı yoksa hizmet etmeye yemin ettiği ülkeye mi karar vermesi gerekir.
Genç aşıklar Eric ve Shelly, vahşi bir cinayete kurban gider. Gerçek aşkını kurtarmak için kendini feda etme şansını verildiğinde Eric, yanlışları düzeltmek için yaşayanlar ve ölülerin dünyaları arasında gidip geleceği kanlı bir intikam yolculuğuna çıkar.
Bir aile, banliyödeki yeni evlerine yerleştikten sonra burada yalnız olmadıklarını fark eder.
The Brutalist filmi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra "Amerikan rüyasını" yaşamak için ABD’ye göç eden Macaristan doğumlu, Bauhaus eğitimli Holokost kurtulanı mimar Laszlo’nun yolculuğunu ve hayat hikâyesini anlatıyor. Başlangıçta yoksulluk içinde çalışmaya zorlanan Laszlo, kısa süre sonra hayatının seyrini 30 yıl boyunca değiştirecek bir kontrata imza atar. Yenilikçi kamera oyunları, dramatik yapısı, alışılmadık açı ve kadrajları, kurgusu ve sıradışı ses tasarımı, parlak oyuncu kadrosuyla hem şaşırtıcı hem de unutulmaz.
20. yüzyılın başında arazilerinde çıkan petrol, Amerikan yerlisi Osage Halkı’na servet kazandırarak onları bir gecede dünyanın en zengin insanları haline getirir. Ancak bu zenginlik, çok sayıda cinayete de sebep olur. Cinayetleri araştıranlar da aynı kaderi paylaşır. Ölenlerin sayısı yirmi dördü aştığında ise davaya henüz kurulma aşamasında olan FBI atanır. FBI dedektifi gizemli cinayetleri araştırırken korkunç bir sırrı da açığa çıkarır.
Filmimiz Diana ve kocası Jullian ile onların eş değiştirirken yaşadıkları deneyimi anlatmaktadır. Diana'nın kendine güveni olmayan yapısına rağmen o ve kocası Julian bir başka çift ile cinsel bir deneyim yaşamaya karar verirler. İnternette çok deneyimli Alex ve Timno'nun karşılık verdiği bir ilan yayınlar. Diana biraz gergindir. Kendine aşırı güvenen ve aşırı derecede seksi Alex ile tanışınca gerilimi bir kat daha artar. Heyacan ile yanıp tutuşan Julian'ın tam aksine Timo ilgisiz görünmektedir. Ancak akşam olduğunda ve cinsel arayışlar su yüzüne çıktığında , Timo'nun en baştan beri çizdiği portredeki duyarsızlığın pekte gerçeği yansıtmadığı, diğer yandan Diana'nın gizli gücü ortaya çıkar.
Rio de Janeiro’dayız. Hayat güzel, insanlar plajda keyif yapıyor ve her şey çok rahat, hoş, sakin. Ancak, yıl 1971 ve Brezilya askeri diktatörlüğün git gide sıkılaşan pençesinde eziliyor. O gün, eski milletvekili Rubens Paiva ordu tarafından gözaltına alınır, karısı Eunice de daha sonra tutuklanır. Eunice günler sonra serbest bırakılır, ancak Rubens ortadan kaybolmuştur. Beş çocuğuyla ortada kalan Eunice, ailesinin paramparça oluşuyla hem aktivist hem de bir avukat ve kahraman olarak hayatını ve kendini baştan yaratmak zorunda kalır.
Amerikalı bir aile, tatilde arkadaş oldukları büyüleyici bir İngiliz ailenin, cennet gibi malikanesinde hafta sonunu geçirmek üzere davet edildiğinde rüya gibi başlayan tatil, kısa sürede karmaşık bir psikolojik kabusa dönüşür.
Adonis Creed, sonunda Ivan Drago'nun oğlu Viktor'u yenerek boksun zirvesindeki yerini sağlamlaştırdı. Kariyerinin yanı sıra kız arkadaşı Bianca ile de mutlu bir yaşam süren Adonis’in hayatında her şey yolundadır. Ta ki eski çocukluk arkadaşı Damian'ın yıllar sonra aniden ortaya çıkana kadar. Hapisten yeni çıkan Damian, ringe çıkmak ve Adonis'e karşı kendini kanıtlamak için hazırdır. Ancak her ikisi için de bu düello, sadece sportif bir hesaplaşmadan daha fazlasıdır.
Auschwitz kumandanı Rudolf Höss, eşi Hedwig, çocukları ve hizmetkârlarıyla rüya gibi bir hayat sürmektedir. Öyle ki, ölüm kampının duvarına bakan muhteşem evleri tam da tren raylarıyla gaz odaları arasındadır. Martin Amis'in aynı adlı romanından uyarlanan bu çarpıcı film çiçekli, geniş bahçeleri, seraları ve havuzlarında keyif süren Höss ailesinin başlarına ölüm külleri serpilirken süregiden sıradan gündelik yaşamını gözlemliyor.
Dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye'nin sahibi olan bu "Hitchcockvari mahkeme filmi" bir evliliğin dinamiklerini mercek altına yatıran bir psikolojik gerilim. "Birinin özel hayatı başkasının cehennemidir" fikrinden yola çıkan Bir Düşüşün Anatomisi, Fransız Alpleri'nde bir kulübede kocası Samuel ve görme engelli oğluyla izole bir yaşam süren Alman yazar Sandra'yı izliyor. Samuel yüksekten düşerek ölür fakat soruşturma sonucunda ölüm nedeninin intihar mı kaza mı olduğu kesinleşmeyince Sandra cinayet suçlamasıyla tutuklanır. Samuel'in ölümünün sorgulandığı mahkeme süreci, çiftin çalkantılı ilişkilerinin de derinine inen rahatsız edici ve tatsız bir psikolojik yolculuğa dönüşür.
Bruce Willis Los Angeles'a Noel tatilini ayrı olduğu karısıyla geçirmeye gelen New York şehri polisi dedektif John McClane'i oynuyor. Fakat McClane karısının ofis partisinin başlamasını beklerken teröristler binanın kontrolünü ele geçirir. Teröristlerin lideri Hans Gruber (Alan Rickman) ve onun zalim yardakçısı (Alexander Godunov) rehineleri bir araya toplarken McClane kimseye görünmeden kaçar. Yanında yanlızca bir silahı ve cesareti olan McClane tek kişilik savaşını başlatır.
Genç Ben Carson, şanslı bir çocukluk geçirmemiştir. Yoksulluk ve önyargı arasında, eski bir evde geçirilen çocukluk, beraberinde kötü ders notları ve öfke getirmiştir. Tüm bunlara rağmen yine de, annesi ona inancını hiç kaybetmemiş, hayal gücünü ve inancını asla yitirmemesi için ona sürekli destek olmuştur. Artık O dünyanın en iyi beyin cerrahlarından biridir…
1960’ların başlarında Hong Kong’da, bitişik dairelerde yaşayan iki komşu, Bay Chow ve Bayan Chan, eşlerinin kendilerini aldattığını öğrendikten sonra birbirlerine yakınlaşmaya başlarlar.
Uzun yıllar boyunca standart bir şekilde ilerleyen evliliğinin ardından karısı Teresa'nın cinsel dürtülerini uyandırmaya karar veren Profesör Nino Rolfe, gizli arzularını kaleme aldığı günlüğünü karısı tarafından "tesadüfen" bulunması için uygun bir yere bırakır. Bir süre sonra Teresa da aynı şeyi yapmaya başlar ve bu durum ikisi arasında bir kedi-fare oyununa dönüşür. Tinto Brass'ın, Junichirô Tanizaki'nin romanında büyük değişiklikler yaparak kendi sinemasına adapte ettiği La Chiave, Brass'ın genel yönteminin zıddına karakterler ve kurgu açısından da dolu ve başarılı olmasıyla takdir edilmiştir ve bu farklılığa rağmen her sahnesiyle auteur'ünün adını aklımızda yankılatmaya devam etmektedir.